Plasenta Previa Nedir?
Kasım 11, 2022Preeklampsi Nedir?
Kasım 11, 2022Plasenta Previa Nedir?
Kasım 11, 2022Preeklampsi Nedir?
Kasım 11, 2022Yüksek Riskli Gebelik Nedir?
Gebelik, annenin vücudunda pek çok değişikliğe neden olan bir durumdur. İster gebelik öncesi sorunlardan kaynaklansın isterse gebelikte ortaya çıkan durumlardan kaynaklansın, gebelik bazen anneden kaynaklanan nedenlerden dolayı yüksek riskli gebelik haline gelmektedir. Annenin gebe kalmadan önce sahip olduğu hastalıklar (diyabet, hipertansiyon, kalp, böbrek, merkezi sinir sistemi, endokrin, otoimmün ve metabolik hastalıkları gibi pek çok hastalık, gebelikte ortaya çıkan hormonal ve sistemik diğer değişikliklerden dolayı gebeliği riskli hale getirebilmektedir. Bu nedenle anne adaylarının gebe kalmayı planlarken yani gebe kalmadan önce muayene ve kontrol yaptırmaları yüksek riskli gebelik yönetilmesi için hayati önem taşımaktadır.
Gebelik bazen de anne karnındaki bebek (fetüs) nedeniyle yüksek riskli gebelik haline gelebilmektedir. Bebeğe ait gelişimsel anomaliler, bebeğin geçirdiği enfeksiyonlar, bebeğin büyümesi ile ilgili sorunlar da gebeliği yüksek riskli hale getirebilmektedir. Bu nedenle gebelik takiplerinde bebeğin iyi bir şekilde değerlendirilmesi, onun sağlıklı olarak dünyaya getirilmesine yardımcı olacaktır.
Yüksek Riskli Gebelik Nedenleri Nelerdir?
Anne Kaynaklı Nedenler
Gebelikten önce annenin sahip olduğu bazı hastalıkların kendisi ya da bu hastalıklar nedeniyle kullandığı ilaçlar gebeliği daha riskli hale getirebilir. Örneğin gebelik öncesi epilepsi hastası olan ve antiepileptik ilaç kullanan gebelerin bebekleri özellikle beyin omurilik sistemi anomalileri açısından normal topluma göre daha fazla risk taşırlar. Gebe kalmadan önce ilaçların çoklu ise tek ilaca düşülmesi, tekli ise kesilmesi ve normal topluma göre daha yüksek dozda folik asit verilmesi risklerin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Benze şekilde gebelikten önce diyabeti olan hanımların kullandıkları ilaçların değiştirilerek insüline geçilmesi ve kan şekerinin düzene sokulduktan sonra gebe kalınması diyabet ile ilgili bazı risklerin görülme ihtimalini azaltacaktır.
Gebelikten önce yüksek tansiyonu olan ve ilaç kullanan hamile adayları da benzer durumda olup ilaçlarının gebelikte güvenli ilaçlara değiştirilmesi ve kan basınçlarının regüle edilmesi gebelik sonuçlarını olumlu etkileyecektir. Gebe kalmadan önce sigara, alkol, madde bağımlılığı olanlarda bunların bıraktırılması, tiroid bezi fonksiyon bozukluğu olanlarda ilaçlarla bu durumun normale döndürülmesi de gebelik sonuçlarını olumlu etkileyecektir. İleri yaş gebelikleri adolesan gebelikleri, daha önceden kromozom bozukluğu olan bebek doğuran anneler gibi pek çok anne adayı gebelik öncesi perinatoloji muayenelerinden yarar görecek potansiyel riskli gebelik adayları olarak görünmektedirler.
Gebelikten önce yukarıda anlatılan sorunları olmadığı halde bazı hamileler de gebelikte yüksek riskli gebelik haline gelebilmektedirler. Örneğin preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) olgularının önemli bir kısmı daha önceden hiç sağlık zorunu olmayan ilk gebeliklerde ortaya çıkan ve hem anne hem de bebek için artmış ölümcüllük ve sakatlık riskleri barındıran bir hastalıktır. Erken tanı konulup iyi yönetilmez ise gebelik bazen facia ile sonuçlanabilmektedir. Bu durum riskli gebelikler için çarpıcı bir örnek drumundadır ve ne yazık ki dünyada anne ölümlerinin neredeyse 5’te biri bu hastalık yüzünden olmaktadır. Çoğul gebelikler, gebelik diyabeti, doğum sonu kanamalar vb pek çok durum da gerçekte gebelik öncesi risk barındırmayan gebelerde ortaya çıkan durumlar olup dikkatlice ve bilgece yönetilmesi gereken durumlardır.
Fetal Kaynaklı Nedenler
Bir gebelik bazen anne karnındaki bebeğin (fetüs) sahip olduğu sorunlar nedeniyle yüksek riskli gebelik haline gelebilmektedir. Bebeğin sahip olduğu anomaliler, kromozom bozuklukları, bebeğin akranlarına göre küçük ya da iri olması vb pek çok problem gebeliği fetüs nedeniyle riskli gebelik haline getirebilmektedir. Bu durumların da erkenden tanınması ve uygun şekilde yönetilmesi hem anne hem de bebek için daha uygun olacaktır.
Plasenta, Kordon ve Amniyon Sıvısı Kaynaklı Nedenler
Plasenta; bebeğin anne karnındaki oksijen, enerji, yağ, karbonhidrar vb tüm ihtiyaçlarını anne tarafından alıp göbek kordonu aracılığıyla bebeğe transfer ederin, bebeğin de başta karbondioksit olmak üzere tüm metabolik atıklarını anne tarafına geçirerek oradan atılmasını sağlayan organdır. Plasenta ayrıca salgıladığı hormonlar sayesinde hem gebelikteki metabolik değişiklikleri sağlayan organdır. Plasentanın rahim ağzına yakın yerleşmesi (plasenta previa), doğumdan önce rahim duvarında yapıştığı yerden ayrılması (plasenta dekolmanı), enfekte olması, yapıştığı yerde normalde olması gerekenden daha derine yerleşmesi (acreata) vb. pek çok sorun, gebeliği plasenta kaynaklı riskli gebelik haline getirebilmektedir. Göbek kordonundaki gerçek düğümler ani bebek ölümü riskini artırıken, amniyon sıvısının azlığı kordon basısı yaparak anne karnındaki bebeklerin kaybedilmesi, amniyon sıvısının fazlalığı ise erken doğum ve prematüriteye bağlı olarak yeni doğan bebek için risk oluşturacaktır. Yine amniyon sıvısı fazlalığı doğum sonunda rahim kasılmalarını zayıflatarak doğum sonu kanama, şok ve hatta rahim alınması gibi istenmeyen pek çok soruna neden olabilecektir.
Sonuç olarak gebelikler anne, bebek ya da plasenta, kordon ya da amniyon sıvısı gibi nedenlere bağlı olarak yüksek riskli gebelik haline gelebilmektedirler. Bu sorunların bir kısmı önlenebilir iken bir kısmı önlenememekte ve ancak optimal yönetim ile yönetilebilmektedirler. Gebelik planlayan çiftlerin gebe kalmadan önce muayene olmaları ve gerekirse perinatoloji tarafından değerlendirip yönlendirmeleri başarılı gebelik için katkı sağlayabilmektedir. Sorunlar geliştikten sonra ise yapılacak tek şey en optimal yönetim olup çoğu zaman da bu iş için ekip çalışması ya da en azından ekip çalışması hazırlığı ve uygun koşullarda gebelik yönetimi olacaktır.